Farklı tasarımlar ile evinizde kendinizi yansıtın...
Hey Hippie… Savaşma, seviş!

Hey Hippie… Savaşma, seviş!

Hippi denildiğinde hep bir umut sözcüğü fısıldanır kulağımıza. Çiçek çocukların umut dağıtan gökkuşağı serilir önümüze. Biri bir şarkı mırıldanır, biri bir şiir okur kenar köşede, diğeri giysileriyle moda nedir gösterir tüm dünyaya. Onları anlamak için bakmak ile görmek arasındaki çizgiyi silmek gerekir. Hipster olmak gerekir belki de…

 

Hippi denildiğinde hep bir umut sözcüğü fısıldanır kulağımıza. Çiçek çocukların umut dağıtan gökkuşağı serilir önümüze. Biri bir şarkı mırıldanır, biri bir şiir okur kenar köşede, diğeri giysileriyle moda nedir gösterir tüm dünyaya. Onları anlamak için bakmak ile görmek arasındaki çizgiyi silmek gerekir. Hipster olmak gerekir belki de…

Son zamanlarda onlar yine aramızda. Etrafımızda sakallı erkekler, kalın çerçeveli kemik gözlükler, üçgen dövmeler, vintage mağazalar, espadriller, kareli gömlekler ve dağınık saçları daha çok görmeye başladık. Bu bir sürpriz değil. Bu bir anda oluşmadı. Aksine birçok kültürün harmanlanmasıyla meydana geldi.

Peki, nedir bu Hippi kültürü?

Hadi 1960’lara geri dönelim. Hippi kuşağının kendini göstermeye başladığı yıllara…

“Savaşma seviş” sloganını herkes duymuştur. Hatta hemen hemen herkes hayatında bir kere bu sloganı dillendirmiştir. Dillendirmediyseniz bile şu an dilinizin ucunda, sizi duyar gibiyiz…

Hippiler, “bizim savaşmaya ihtiyacımız yok, tek ihtiyacımız olan sevmek” sözüyle kendilerini oldukça net ifade ediyorlar. Kısıtlamaya karşı duran, her şeyi reddeden, yarınını düşünmeden yaşayan bu topluluk hayal edin. Ancak her daim şiddetin, savaşın ve katliamların karşısında. Silahlı direnişçi değillerdi. Onlar silaha ve savaşa karşı pasif direnişçilerdi. Dimdik ayakta durup tek kelime etmeden nasihat eden bir topluluk. Modern bir filozof misali…

Savaş protestoları esnasında askerlerin kendilerine doğrulttukları silahların namlularına çiçek soktukları için onlara “Çiçek Çocuklar” denildi. Onlar; aşkın, özgürlüğün ve barışın sesiydi. Şimdi de öyle…

Hippiler aslında tüm dünyaya şunu da öğrettiler; “Başka bir dünya mümkün…”

Evet, her zaman başka bir dünya vardır. Ve o dünyaya girmek için bir bilete ihtiyacınız yoktur.

Unutmadan…

Öyle ya da böyle, belki de hayatın anlamını çoktan bulmuş olanlardı Hippiler…

Ne diyordu Bob Dylan:

“How does it feel to be on your own,

With no direction home,

Like a complete unknown,

Like a rolling stone?”

“Kendi başına kalakalmak nasıl bir his bilir misin?

Eve dönüş yolunun hiçbir işareti yokken

Tastamam bir meçhulde

Yuvarlanıp duran/avare bir taş gibi…”