Panthera’nın İzinde…
Panthera’nın izinde Afrika’nın en ücra köşelerinde iz süreceğiz. Avlanacağız… Bu avımızda, kara kıta Afrika’da vahşi yaşamın doğal ortamına bir göz atacağız. Ve hiç de arzu etmediğimiz yasa dışı avlanmanın üzerine gideceğiz.
Unutmayın, ava giden avlanır…
Dünyamız insan olmadan nasıl bir dünya olurdu? Doğamız ve çevremiz nasıl şekillenirdi? Cevabınızı duyar gibiyiz. Daha güzel bir dünya olurdu… Evet, doğru. Çok da güzel olurdu. Ancak yine de güzel bir dünya olmaması için herhangi bir engel ve sebep yok. Biz istersek…
Afrika kıtası; doğal bitki örtüsü, yer üstü ve yeraltı zenginlikleriyle yüzyıllar boyunca dikkatleri hep üzerinde toplamıştır. Bu sebeple sömürgecilikten en fazla etkilenen yerlerin başında gelmektedir. Bu Afrika kıtası için hem bir yarar, hem de fazlasıyla bir zarar olagelmiştir.
Afrika’nın her köşesinde farklı şekilde vahşi yaşam habitatlarına rastlayabilirsiniz. Bunlardan en çok ilgi çekeni ve bilineni Kenya’nın başkenti Nairobi’de bulunan Nairobi National Park’tır.Burası dünyanın dört bir yanından vahşi yaşamı görmeye gelen ziyaretçileri ağırlamaktadır. Bu alanın büyük bir kısmı elektrikli çitle çevrilidir.Nairobi Milli Parkı, 117 kilometrekarelik büyük bir alanda yer tutmaktadır. Adeta vahşi hayatın merkezi durumundaki parkta antiloplar, zebralar, zürafalar, bufalolar bulunmakta ve bunlar genellikle sürü halinde dolaşmaktadırlar. Özellikle Kenya, safari meraklılarının ilk tercih ettiği ülke konumunda bulunuyor ve neredeyse her yıl on binlerce ziyaretçiyi kendine çekiyor.
Afrika’daki vahşi yaşam sadece Kenya ile sınırlı değil elbette. Afrika’nın birçok noktasında farklı çeşitte hayvan türlerini görebilmek mümkün… Onlar kendi yaşam alanlarında ve kendi kendilerine çok mutlular. Bazı kişilerin meraktan öteye geçen av tutkusu maalesef birçok hayvan türünün de yok olmasıyla sonuçlanıyor. Hatta bu durum yasa dışı avlanmaya kadar gidiyor.
Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), Dünya Mirası alanları dâhil, koruma altındaki en önemli ekolojik alanlarda bile yasa dışı avlanma ve kaçakçılığın devam ettiğini rapor ediyor. 43 dünya mirası alanının yüzde 30'unda yasa dışı avlanma, ağaç kesme ve balıkçılık faaliyetleri devam ediyor. Yaban hayvanlarının nüfusu ise son 50 yılda yüzde 68 azalma gösterdi.Bu duruma paralel olarak tropik ormanlar gittikçe ıssızlaşıyor: Yasa dışı avcılık memelilerin nüfusunu ciddi oranda azaltıyor. Oysa doğal alanlar, nesli tükenmekte olan hayvan türleri için son sığınak, yuva…
Ancak maalesef Afrika, insanların lüks ötesi vahşi zevkini ticarete döken, turistik bir eğlenceye dönüştüren bir kıta durumuna düşmüş durumda. Bu arada, hatırlatalım;safari avları için en popüler ülkeler Güney Afrika, Namibya ve Zimbabve… Kenya ticari avlanmayı 1977’de yasakladı. 2014’de ise Kenya’yı Botsvana izledi. Zambiya’da ise aslan ve kedigiller familyasından nesli tükenmekte olan hayvanları avlamak 2013’ten bu yana yasak. Yani alınan bazı tedbirler geç de olsa gelecek için umut verici…
Her ne olursa olsun bizler Panthera’nın izinde doğayı korumayı sürdüreceğiz, vahşi yaşamın hayat bulması için mücadele edeceğiz veyasa dışı avcılığa hep birlikte“hayır” diyeceğiz.