Farklı tasarımlar ile evinizde kendinizi yansıtın...
Viracocha: Medeniyet, Güneş ve Fırtına Aşkına!..

Viracocha: Medeniyet, Güneş ve Fırtına Aşkına!..

Her medeniyetin kendine has bazı kültürel inanışları ve göndergeleri vardır. Bu inanış ve göndergeler; hem medeniyetin kendisi, hem de dünya için çeşitli mesajlar içermektedir. İşte İnka mitolojisinde yer alan Viracocha da (Virakoça) bunlardan biridir.

 

İnka panteonundaki en önemli tanrı sıfatına sahip olan Viracocha, medeniyetin var oluşunu gerçekleştiren önemli bir isimdir. Viracocha, ayrıca; medeniyetin oluşumundan öte, güneşin ve fırtınaların da tanrısıdır. Kafasına güneşten bir taç takmış, ellerinde yıldırımlar tutan ve gözlerinden yağmur yağar şekilde tasvir edilmiştir.Viracocha’nın gözyaşlarıyla dünyadaki suların meydana geldiği söylenir. Genel hatlarıyla bakıldığında Yunan mitolojisindeki Poseidon’la da benzerlik taşımaktadır.

 

Viracocha’nın, tanrıların tanrısı sıfatıyla aslında önemli görevi vardı. Bir efsaneye göre,Viracocha dünyayı kaplayan karanlığa ışık getirmek içinbir göl veya mağaradan göğe yükseldi. Gökteki hükümranlığında güneşi, ayı ve yıldızları meydana getirdi. İnsanlığı taşlara üfleyerek ortaya çıkarttı. Ancak bunun öncesinde kendi elleriyle dünyaya saldığı devler, düşüncesiz hareketleriyle onu rahatsız ediyordu. Bu yüzden onlarıbir selle yok etti ve sonrasında daha küçük taşlardanyeni bir dev daha yaptı. Şimdi daha rahat bir nefes alabilirdi. Ancak… Bütün bu gelişmelerden sonra ve yaşanan onca öyküye binaen Viracocha’nınPasifik Okyanusu’nda suda yürüyerek kaybolduğu ve bir daha geri dönmediği söylenir.

 

Öte yandan Viracocha, bir dilenci kılığına girerek dünyayı dolaşmış ve yeni oluşumların başlangıcını vermiştir. Meydana getirdiği medeniyetlere öğretiler sunmuş ve sayısız olağanüstü işler göstermiştir.Kendisinin iradesiyle meydana çıkan şeyleri görünce de çok üzülmüş ve hüzne kapılıp ağlamıştır.

 

Şu an Viracocha’nın nerede olduğu bilinmiyor. Ancak zor zamanlarda yeniden ortaya çıkacağına inanılıyor. Viracocha; beyaz tenli, orta boylu, sırtında cübbesi, elinde asâsı ve kitabıyla dolaşan biri olarak tanımlanmaktadır.

 

Bütün bu anlatımlara baktığımızda aslında bilindik bir isme çok benzediğini de görüyoruz. İşte bazı antropolog ve arkeologlar da Viracocha’nın İsa’ya benzediğini ileri sürmüşlerdir. Özellikle göğe yükselimi, suda yürümesi, dünyayı karanlıktan kurtarması, asâsı, yollara düşüp yeni bir inanışı haykırması gibi metaforlardan yola çıkarak bu görüşü savunmuşlardır.

 

Şimdi herkes onu meraklı gözlerle bekliyor. Gelecek mi? Kim bilir belki bir gün çıkagelir; medeniyet, güneş ve fırtına aşkına…